LenfomaNedir.com |
Lenfoma lenfatik sistemde başlayan bir kanser türüdür. Lenfomalar halk
arasında “lenf kanseri” olarak bilinir. Hodgkin ve non-Hodgkin
(Hodgkin-dışı) (NHL) olmak üzere iki tipi vardır. Burada NHL hakkında bilgi
verilecektir.
NHL’nın birçok tipi vardır. Bütün lenfoma tipleri lenfatik sistemdeki
lenfosit denen hücrelerde başlar. B hücreli tipi (daha sık) ve T hücreli tipleri
vardır. Normalde hücreler büyür, çoğalır ve vücudun ihtiyacı olan yeni hücreleri
oluştururlar. Hücreler yaşlandığında ölürler ve yerlerini yeni hücreler alırlar.
Bezen bu süreç yanlış gider. Vücudun ihtiyacı olmadığı halde yeni hücreler
oluşur ve ölmesi gereken yaşlı hücreler ölmezler. Bu fazla hücreler ur veya
tümör adı verilen doku kitlesini oluşturabilir.
Risk Faktörleri
Lenfomalara yol açabilecek belirli bir sebep yoktur. Fakat NHL gelişiminde
etkili olabildiği gösterilen bazı risk faktörleri vardır. Risk faktörlerini
taşıyan kişilerin çoğunda NHL gelişmezken, diğer taraftan hastalığa
yakalananlarda sıklıkla bilinen risk faktörleri görülmeyebilir.
Zayıf bağışıklık sistemi: Zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olmak
(genetik geçişli bir durumdan, HIV infeksiyonundan veya belli ilaçlardan
kaynaklanan) NHL gelişme riskini artırır.
Belirli infeksiyonlar: Bazı infeksiyonların olması da lenfoma gelişme
riskini artırır. Buna rağmen lenfoma bulaşıcı değildir. Başka kişilerden
lenfomaya yakalanmazsınız. Aşağıdakiler lenfoma riskini artıran başlıca
infeksiyon tipleridir:
1.İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV): HIV AİDS hastalığına sebep olan virüstür.
HIV infeksiyonu olan kişiler bazı NHL tipleri için daha yüksek riske sahiptir.
2.Epstein-Barr virüsü (EBV): EBV infeksiyonu yüksek lenfoma riski ile
ilişkilidir. Afrika’da EBV infeksiyonu Burkitt lenfoma ile ilişkilidir.
3.Helikobakter pilori (HP):
4.İnsan T-hücreli lösemi/lenfoma virüsü (HTLV-1):
5.Hepatit C virüsü:
Yaş: NHL genç insanlarda olabilemesine rağmen yaşın ilerlemesi ile bu hastalığın
gelişme şansı artmaktadır. NHL’lı hastaların çoğu 60 yaşın üzerindedir.
Belirtiler
NHL genellikle boyunda veya koltuk altlarında ağrısız bezeler ile ortaya çıkar.
Sıklıkla bu şikayetler kanserden kaynaklanmaz. İnfeksiyonlar veya diğer sağlık
sorunları da bu belirtilere sebep olabilir. Bu belirtiler 2-4 hafta içinde
geçmez ise doktora başvurunuz. Sıklıkla görülen diğer belirtiler şunlardır:
Boyunda, koltuk altında veya kasıkta büyümüş, ağrısız lenf bezleri
Açıklanamayan kilo kaybı
Ateş
Sırılsıklam gece terlemesi
Öksürük, güçlükle nefes almak veya göğüs ağrısı
Sürekli olan halsizlik ve yorgunluk
Karında ağrı, şişlik veya doluluk hissi
Tanı
NHL‘ya işaret eden büyümüş lenf bezleri veya diğer bulgularınız varsa doktorunuz
bunun kanserden mi yoksa diğer nedenlerden olduğunu bulma konusunda size
yardımcı olacaktır. Bunun için özellikle lenf bezi bulunan belgeleri
değerlendiren genel fizik muayene ve rutin kan testlerinin yanı sıra
bilgisayarlı tomografiler ve biyopsi yapılır. Laktat dehidrogenaz (LDH) denen
bir kan testinin de yapılması gereklidir. Kesin teşhis için lenfomalı hücrelerin
deneyimli bir hematopatolog tarafından mikroskop altında incelenmesi gerekir.
Biyopsi lenfoma tanısı koymak için tek emin yoldur. Tam bir lenf bezi (eksizyonel
biyopsi) veya lenf bezinin sadece bir parçası (insizyonel biyopsi) alınabilir.
Lenfoma tipleri
Lenfoma tespit edildiğinde patolog tipini rapor edecektir. En sık tipleri yaygın
(diffüz) büyük B- hücreli lenfoma ve folliküler lenfomadır. Lenfomalar büyüme
özelliklerine göre gruplanabilirler:
Düşük dereceli lenfomalar: Yavaş büyürler ve az belirti verme eğilimindedirler.
Agresif (orta dereceli ve yüksek dereceli) lenfomalar: Daha hızlı büyür ve
yayılırlar. Daha şiddetli belirtilere sebep olurlar. Zamanla bazı düşük dereceli
lenfomalar agresif lenfomaya dönüşebilir.
Evreleme
En iyi tedavi planını belirlemek için hastalığın yaygınlığını bilmek gereklidir.
Bu amaçla tüm vücuttaki lenf bezi bölgeleri taranır. Bu amaçla bilgisayarlı
tomografi (BT) kullanılır. Ayrıca kemik iliğinde tutulum sık görülen bir
durumdur. Bunu tespit etmek için de kemik iliği biyopsisi yapılır. Bazı
durumlarda manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve ultrason yapmak gerekebilir.
Yüksek risk hastalarda beyin ve omurilik sıvısında yayılım olup olmadığını
görmek için lomber ponksiyon (LP; omurilik kanalından iğne ile sıvı örneği alma
işlemi) yapılabilir. Son yıllarda pozitron emisyon tomografisi (PET-BT)
çekilerek lenfoma hücrelerinin aktif çoğalıp çoğalmadığına bakılabilir. Bu
tetkik giderek daha çok klinik kullanıma girmektedir.
Tedavi
NHL’yı tedavi eden uzmanlar medikal onkologlar, hematologlar ve radyoterapi için
radyasyon onkologlarıdır. Erken evrelerde 3-4 kür kısa kemoterapi sonrası
radyoterapi uygulaması yeterli olabilir. Evre III ve IV için radyoterapi
genellikle kullanılmaz. Bu hastalarda kemoterapi uygun bir tedavi seçeneğidir.
Cerrahinin NHL tedavisinde yeri yoktur.
Tedavi seçilirken pekçok faktör göz önüne alınmalıdır. Bunlardan NHL tipi
(örneğin, foliküler lenfoma) ve NHL’nın evresi (lenfoma nerede bulunuyor) en
önemlileridir. Ayrıca lenfoma ne hızla büyüyor (düşük dereceli veya agresif
lenfoma), hastanın yaşı ve diğer sağlık problemleri de değerlendirilir.
Semptomsuz giden düşük dereceli bir NHL hastalığınız varsa hemen tedavi
gerekmeyebilir. Hemen kanser tedavisinin başlamaması yakın takip gerektirir.
Buna “bekle gör” politikası denir. Doktorunuz hastalığınızı takibe alır ve ne
zaman belirti ortaya çıkarsa tedaviye başlayabilir. Düşük dereceli lenfoması
olan bir kişi uzun süre tedavi gerektirecek bir problem yaşamayabilir. Bazen
tümör tedavisiz kendiliğinden küçülebilir. Tedavi vermemekle kemoterapi veya
ışın tedavisinin muhtemel yan etkilerinden korumuş oluruz. Eğer sizi rahatsız
eden belirtilere yol açan düşük dereceli bir lenfomanız varsa muhtemelen
kemoterapi ve biyolojik tedavi almanız gerekecektir. Evre I veya II lenfomalı
hastalarda ışın tedavisi gerekebilir.
Eğer bir hastada HP infeksiyonuna bağlı mide lenfoması varsa, doktor bunu
antibiyotikle tedavi edebilir. İlacın infeksiyonu tedavi etmesinden sonra
lenfoma hücreleri de kaybolabilir.
Eğer agresif lenfomanız varsa, verilecek tedavi genelde kemoterapi ve biyolojik
tedavidir. Ayrıca ışın tedavisi de gerekebilir.
NHL tedavi sonrası tekrarlarsa, hastalık nüksü olarak adlandırılır. Hastalığı
nüks eden kişilerin kök hücre nakli yaptırmaları gerekebilir.
Kanser tedavisinin sıklıkla sağlıklı hücre ve dokulara zarar vermesi nedeniyle
yan etkiler sık görülür. Yan etkiler genelde verilen tedavinin tipine ve
ağırlığına bağlıdır. Yan etkiler her hasta için aynı olmayabilir ve tedavi
kürleri arasında da farklılık gösterebilir. Kişi ne kadar genç olursa tedavi ve
yan etkileri ile o kadar rahat tolere edebilir.
Biyolojik Tedavi
B hücreli NHL tiplerine sahip hastalar biyolojik tedavi alabilirler. Bu tip
tedaviler kanserle savaşan bağışıklık sistemine yardımcı olurlar. Monoklonal
antikorlar lenfomada kullanılan biyolojik tedavi tipidir. Bunlar laboratuar
şartlarında hazırlanan proteinler olup kanser hücrelerine bağlanabilirler.
Lenfoma hücrelerini öldüren bağışıklık sistemine yardımcı olurlar. Hastalar bu
tedaviyi bir damar yolu ile hastanede alırlar.
Yan etki olarak ateş, titreme, başağrısı, halsizlik gibi grip benzeri belirtiler
ve bulantı olabilir. Bu yan etkilerin çoğu kolay tedavi edilebilir. Nadiren bir
hastada solunum sıkıntısı, düşük kan basıncı veya şiddetli deri döküntüsü gibi
daha ciddi yan etkiler görülebilir.
Kök Hücre Nakli
NHL olan bir kişide hastalık nüksü (tekrarı) olursa kök hücre nakline gidebilir.
Nakil öncesi yüksek doz kemoterapi, radyoterapi veya ikisi birlikte kemik
iliğini hazırlama amaçlı kullanılabilir. Bu yüksek dozlar kemik iliğindeki hem
lenfoma hem de sağlıklı hücrelere zarar verir. Sonrasında hastaya boyundaki veya
göğüsteki kalın bir damar yolunana yerleştirilmiş esnek bir tüple sağlıklı kan
yapıcı kök hücreler verilir. Yeni kan hücreleri nakil edilmiş bu kök hücrelerden
gelişir. Kök hücre nakli hastanede yapılır. Kök hücreler hastanın kendisinden
veya bir vericiden alınabilir.
Otolog kök hücre nakli: Bu nakil yönteminde hastanın kendi kök hücreleri
kullanılır. Kök hücreler hastadan alınır ve içlerinde bulunan lenfoma
hücrelerini öldürmek için tedavi edilebilirler. Bu kök hücreler dondurulup
saklanırlar. Hasta yüksek doz tedavi aldıktan sonra saklanmış kök hücreler
eritilip hastaya verilir.
Allojeneik kök hücre nakli: bazen sağlıklı kök hücreler bir vericiden
sağlanabilir. Hastanın erkek veya kız kardeşleri veya ebeveynleri verici
olabilir. Kök hücreler akrabalık bağı olmayan birisinden de olabilir. Verici
hücreleri ile hasta hücrelerinin uygunluğundan emin olmak için bazı kan testleri
yapılmalıdır.
Singeneik kök hücre nakli: Bu nakil yönteminde hastanın sağlıklı tek yumurta
ikizinden alınan kök hücreler kullanılır.
Tedaviden Sonra
Beslenme
İyi beslenmeniz önemlidir. İyi yemenin anlamı kilonuzu korumak için yeterli
kalori ve gücünüzü korumak için yeterli protein almaktır. İyi beslenme kanser
hastalarının kendilerini daha iyi hissetmelerini ve daha enerjik olmalarını
sağlamaktadır.
İyi yemek yeme zor olabilir. Eğer yorgun ve ağrılarınız varsa yemek yemeyi
istemeyebilirsiniz. Ayrıca tedavinin yan etkileri ( bulantı, kusma ve ağız içi
ağrıları gibi) bir problem yaratabilir. Bazı kişiler kanser tedavisi sırasında
yemeklerin tadının iyi olmadığını ifade etmektedirler. Doktor, diyetisyen veya
diğer sağlık çalışanları sağlıklı bir diyeti sağlamanın yollarını
sağlamalıdırlar.
Takip
NHL’da hasta takibi önemlidir. Doktorunuz iyileşmenizi takip etmeli ve hastalık
nüksü açısından kontrol etmelidir. Kontroller sağlık durumunuzda meydana
gelebilecek olan herhangi bir durumun tespit edilmesi ve gerekirse tedavi
edilmesine yardımcı olmayı sağlar. Kontroller fizik muayene, laboratuar
testleri, akciğer filmi ve diğer değerlendirmeleri kapsayabilir. Bu düzenli
kontroller arasında eğer bir sağlık probleminiz olursa doktorunuzla diyaloğa
geçmelisiniz.
Destek Kaynakları
NHL ile yaşamak kolay değildir. Ailenize bakmak, işinizi devam ettirmek veya
günlük aktivitelerinize devam etmek zorundasınız. Tedavi ve tedavinin yan
etkileri, hastanede kalma ve tedavi maliyeti hakkındaki endişeler sıktır.
Doktorlar, hemşireler veya sağlık ekibinin diğer üyeleri tedaviniz, çalışma
durumunuz veya diğer aktiviteleriniz hakkındaki sorularınıza cevap verebilir.
Hisleriniz veya endişeleriniz hakkında konuşmak istiyorsanız bir danışman,
sosyal çalışan veya bir din görevlisi size yardımcı olabilir. Sıklıkla bir
sosyal çalışan ekonomik yardım, nakil işleri, evde destek tedavisi veya duygusal
destek kaynakları açısından önerilerde bulunabilir.
Ayrıca destek grupları da yardımcı olabilirler. Bu gruplarda hastalar veya
onların diğer aile üyeleri diğer hasta ve aileleri ile hastalık ve tedavinin
etkileri hakkında öğrendiklerini paylaşırlar. Sağlık ekibinizle bir destek grubu
bulma konusunda görüşebilirsiniz.